21 Eyl Ayakkabı Sektörünün Durumu ve 2015 Yılı Beklentileri
Ülkemizde yakın tarihe kadar babadan oğula geçen bir zanaat olarak gerçekleştirilen ayakkabı üretimi, 1950 yılından itibaren küçük sanayi görünümü kazanmaya başlamıştır. 1960’lı yıllarda küçük sanayi yapısı değişmeden devam eden ayakkabı sektöründe, 1970’li yıllarda sanayileşme çabaları bulunmakla birlikte, sanayileşme süreci gerçek manada tamamlanamamıştır. 1980’li yılların ortasında ithalata getirilen serbestlik, ayakkabı sanayisinin gelişmesine makine yönünden faydalı olduğu gibi, sektördeki firmaların bulmakta zorluk çektiği bazı girdileri kolaylıkla temin edebilmelerini de sağlamıştır. 1980’li yıllardan sonra özel sektör tarafından oldukça ciddi sayılabilecek makine parkuru yatırımları yapılmış ve ayakkabı sektörü sanayileşme yolunda ciddi yol katetmiştir. 1990’lı yıllarda Rusya pazarının serbest ticarete açılması ile birlikte ayakkabı sanayisi çok ciddi anlamda büyümüş, gelişmiş ve Türkiye ekonomisi açısından önemli bir üretim sektörü haline gelmiştir. Sektörün performansı önemli ölçüde ihracata bağlıdır. Bu nedenle yurtdışı talebindeki değişiklikler sektörün başarısını etkilemektedir. Son yıllar da uzak doğudan ithal edilen ucuz ve kalitesiz ayakkabılar sektörün gelişmesine ciddi anlamda engel olmuştur. Ayrıca sektörün tek pazara yönelmesi (Rusya ve Eski Sovyet Ülkeleri) ve bu pazarda meydana gelen ekonomik dalgalanmalar da sektöre ciddi anlamda sıkıntı yaşamasına sebep olmuştur. Türkiye’de ayakkabı sektörüne yönelik doğru bir eğitim sisteminin kurulamamış olması, dolayısıyla eğitimli kalifiye elemanın olmaması bu sanayide gelişimin olmamasının başlıca sebeplerindendir.
Sektörün fiyat ve kaliteye olan duyarlılığı nedeniyle; üretim, sürekli olarak işgücü maliyetinin ucuz olduğu bölgelere kaymaktadır. Emeğin nispi olarak pahalı olduğu ülkeler, ayakkabı talebini yurtdışından karşılamaya çalışmakta ve kalkınmaya bağlı olarak da üretim bölgesel değişimlere uğramaktadır. Dünya ayakkabı sanayisi iş gücünün pahalı olduğu gelişmiş ülkelerden, emeğin daha ucuz ve deri işleme sanayisinin nispeten güçlü olduğu ülkelere kaymıştır. Bu sebeple Asya ülkeleri ayakkabı sanayisinde çok gelişmiş ve Çin dünyanın en büyük ayakkabı imalatçı ülkesi konumuna gelmiştir.
Ülkemiz ayakkabı sanayisi için sorun haline gelen Uzakdoğu ülkelerinden ithalata 2014 yılı Eylül ayından itibaren, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) ve Ekonomi Bakanlığı çalışmalarıyla %30 ile %50 aralığında gümrük vergisi konularak, ithalatın ve ülkemize sağlıksız ayakkabıların girişinin engellenmesi büyük oranda sağlanmıştır. Getirilen vergi ile üretimin artırılması ve buna bağlı olarak ek istihdamlar sağlanması amaçlamıştır. Tam bu sırada dünya ekonomik krizden ve Rusya’daki olumsuz durumdan ciddi olarak etkilenen Türkiye ayakkabı sektörü, bu çalışmalar sayesinde yeniden ivme kazanmaya başlamış, hem iç pazara yönelik hem de ihracata yönelik ciddi üretim artışı gözlemlenmiştir.
Türk ayakkabı sektörünün dünya ayakkabı ticaretinde hak ettiği yeri alabilmesi, her şeyden önce sektörün kendi iç dinamiklerini harekete geçirmesi ile mümkün olacaktır. Bu amaçla ülkemiz ayakkabı sanayisinin tanıtımına ağırlık verilerek, mevcut pazarlara ilaveten yeni pazarların devreye sokulmasıyla, sektörün kapasitesini daha yüksek oranda kullanması sağlanmalıdır. Böylece sektörün katma değerinin yükseltilmesinin yanı sıra sağlanacak istihdam artışıyla, Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi olan işsizliğin giderilmesine katkıda bulunulacaktır. Ayrıca sektördeki eğitim eksikliğinin giderilmesi, yurtiçi fuarlarının daha etkin tanıtımlarla uluslararası müşteri çekecek konuma getirilmesi ve yurtdışı fuarlara yüksek katılımın sağlanması, Türk ayakkabı sanayisinin gelişmesi açısından önemlidir.